Biz de kimi zaman sesimizi, bedenimizi, ismimizi, noktaları, alkışımızı, A4 kağıdını, uzun pipetleri, sıra dışı hale getirip hatta kendimizi evdeki bir alet gibi düşünüp, oyundan, dramaya, müzikten materyal tasarımına kadar uzunca keyifli bir serüven yaşadık.
Tüm bu sürece HAREKET, ETKİLEŞİM, DUYGULAR ve DÜŞÜNCELER yayılmıştı.
Bu ders bize yeniden gösterdi ki;
- İçimizdeki çocuk oyundan hiç vazgeçmiyor, uygun ortam buldu mu çıkıp dans ediyor sahnede. O zaman içimizdeki çocuğa bu fırsatı daha sık vermeliyiz.
- Biz çocuğun elinden oyunu almayıp onun oyununa dahil olmayı öğrenmeliyiz.
- Tüm çocuklara Oyun Dostu Tavrı sergileyebilmek adına Oyun Dostu Tavrı kendimizden başlayarak yaygınlaştırmalıyız.
- Oyunun hiçbir koşulda pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini sıkça dillendirmeliyiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder